SABA |
1. Gündoğusundan esen hafif ve tatlı rüzgar, 2. Türk müziğinde bir makam |
SABAH |
Günün ağarmasıyla başlayan ilk saatler |
SAHRA |
Kır, ova, çöl |
SALİHA |
Yararlı, iyi, elverişli |
SANAL |
Sanlı ol, ünlen |
SANEM |
Çok güzel kadın, put |
SARA |
Halis, saf, katkısız |
SARE |
Olmak, oldu, cemaat, topluluk, ihtiyaç, susuzluk |
SARGIN |
Albenili, çekici, büyüleyici, yıldızı şirin, hoşa giden, sevimli, güzel |
SAYE |
1. Gölge, 2. Koruma, yardım, sahip çıkma |
SAYGIN |
Sayılan, sevilen |
SAYIL |
Her zaman saygı gör |
SEBLA |
Uzun kirpikli göz |
SEÇİL |
Beğeni, sevgi, üstünlük gösterilen |
SEÇKİN |
Benzerler arasında nitelikleriyle göze çarpan, elit |
SEDA |
Ses, doğa veya bir engele çarpıp geri dönen ses, yankı |
SEDEF |
Midye ve istiridye gibi deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan pırıltılı, beyaz, sert bir madde, bu maddeden yapılmış veya bu madde ile süslenmiş |
SEDEN |
Uyanık, tetikte, gözü açık olmak |
SEGAH |
Doğu müziğinin makamlarından |
SEHER |
Tan ağartısı |
SEL |
Taşkın su |
SELDA |
Bir söğüt cinsi |
SELEN |
Haber, müjde |
SELİN |
Gür akan su |
SELİNTİ |
Ufak sel |
SELİS |
Akıcı söz |
SELMA |
Barış içinde, huzur, erinç |
SELMİN |
Barış ve sevgi duygusuyla dolu olan |
SELVA |
Amerika’da Amazon, Afrika’da Nijer ırmakları gibi ekvator bölgesinde büyük suların geçtiği havzalarda bulunan geniş ve balta girmemiş ormanlara verilen ad |
SELVİ |
İnce uzun ağaç |
SEMA |
Gökyüzü, göç |
SEMANUR |
Nurlu gökyüzü |
SEMEN |
Yasemin çiçeği |
SEMİN |
Değerli, pahalı; Semizlik |
SEMİRAMİS |
Babil’in Asma Bahçeleri’ni kurduran Asur kraliçesi |
SEMRA |
Esmer kadın |
SENA |
Övmek, methetmek, şimşek parıltısı, yücelik, yükseklik, aydınlık, bir ot adı |
SENAHAN |
Metheden, alkışlayan, öven |
SENAR |
Yar, aşık, seven insan |
SENAY |
Ay gibi güzelsin |
SENEM |
Kars dolaylarında kadın ve erkeklerin karşılıklı olarak oynadıkları bir halk dansı, Arapça’da put, Arapça’da kendine tapılacak kadar güzel olan kadın, sevgili, güzel |
SERA |
Varlıklı olmak, zengin olmak, şarkı söyleyen, yer, toprak |
SERAP |
Çorak yerlerde, çölde, sıcak ve ışığın etkisiyle, ileride |
SERAY |
Ay gibi güzel |
SEREN |
Gemi direği |
SERMA |
Kış soğuğu |
SERPİL |
Gelişmek, büyümek |
SERPİN |
Yağmur |
SERRA |
Rahatlık, kolaylık |
SERTAP (SERTAB) |
İnatçı anlamında |
SEVAL |
Severek al anlamında |
SEVDA |
Vurgunluk, tutkunluk, aşk, heves, arzu, kuvvetli istek |
SEVDEM |
Sevginin en son demi |
SEVEN |
Bir başkasına sevgi duyan |
SEVGİ |
İnsanı bir şeye ya da bir kişiye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu |
SEVGÜL |
Gül gibi sevilen |
SEVİL |
Her zaman sevilen biri ol |
SEVİM |
Sevmek eylemi, bir kişi ya da bir şeyde bulunan o kişi ya da şeyi başkalarına sevdiren özellik |
SEVİNÇ |
İstenilen şeyin olmasıyla duyulan coşku |
SEVTAP |
Tapılacak kadar çok sevilen |
SEYLAN |
Sel, akma, akış |
SEYYAL |
Akıcı, akışkan |
SEZEN |
Hisseden, sezgili |
SEZER |
Açık bir kanıt olmaksızın, olmuş ya da olacak bir şeyi duyumsar |
SEZGİ |
Sezmek eyleminden sezgi, sezme yeteneği |
SEZİN |
1. Sezinleme işi, sezme, 2. Duygulu, anlayışlı |
SILA |
Bir süre ayrı kaldığı bir yere veya yakınlarına kavuşmak, doğup büyüdüğü ve özlediği yer, bahşiş, hediye, bağ |
SİBEL |
Henüz yere düşmemiş yağmur damlası |
SİM |
Gümüş gibi parlak ve beyaz |
SİMA |
Yüz, çehre |
SİMGE |
Anlamı olan harf, bitki gibi işaretler |
SİMİRNA |
İzmir’in eski adı. Aynı zamanda Amazon savaşçılarının kraliçesinin adı |
SİNEM |
Yüreğim, çok sevdiğim |
SİTARE |
Yıldız |
SONEDA |
Nazlı olmaması temenni edilen |
SONGÜZ |
Kasım ayının halk arasındaki adı |
SONYAZ |
Sonbahar |
SU |
Canlıların yaşaması için en gerekli olan kokusu, rengi olmayan sıvı |
SUMRU |
Bir şeyin yüksek yeri, tepesi |
SUNA |
Boylu, poslu, yakışıklı, yaban ördeği |
SURPERİ |
Peri güzeli |
SUZAN |
Yakan, yakıcı |
SÜHEYLA |
Yumuşak ve iyi huylu, mütevazı kadın |
SÜNDÜS |
Ham ipek, ipekli |
SÜSEN |
Nisan-Haziran dönemlerinde açan güzel kokulu bir çiçek |