Çocukların paylaşma kavramını algılayamaması son derece doğal. Amerikan Pediatri Akademisine göre, çocuklar paylaşma kavramını ancak 3-4 yaşlarında idrak etmeye başlıyor. Fakat bu durum her çocuk için geçerli değil. Dilerseniz çocuğa paylaşmayı öğretmenin yollarını birlikte inceleyelim!
Çocuklar erken yaşta empati duygusunu öğrenmeye başlasa da tüm dürtülerini kontrol edebilecek kadar olgun olmayabiliyor. Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Araştırma ve Uygulama Merkezinin yayınladığı Hepsi Benim, Paylaşmam! isimli çalışmada, 2-3 yaş arasındaki çocukların benmerkezci düşünme evresinde oldukları ifade ediliyor. Bu dönemde çocukların büyük bir kısmı kendi ihtiyaçlarını ön planda tutarak hareket ediyor. Öyle ki bu yaş aralığındaki çocuklar başka birinin ihtiyaçlarına daha fazla önem verildiğinde üzülüp sorun çıkarabiliyor.
Çocuklar oyuncak, kitap veya ortamda hangi nesne popülerse ona sahip olmak istiyor ve bazı eşyaların sırayla kullanılması gerektiğini anlayamayabiliyor. Bu nedenle çocuklara paylaşma kavramını en basit haliyle öğretmek gerekiyor. Nasıl mı? Gelin, çocuklarda paylaşma problemini irdeleyerek çözüm yöntemlerini keşfedelim!
Sharing and Learning to Share isimli makaleye göre, çocuklara paylaşmayı öğretmek arkadaş edinmelerine, arkadaşlarıyla iş birliği içinde oynayabilmelerine, sıra kavramını öğrenmelerine, müzakere yeteneğini geliştirmelerine ve hayal kırıklıklarıyla baş edebilmelerine yardımcı oluyor. Özetle, paylaşma bilinci çocuklara uzlaşmayı ve adaleti öğretiyor. Bu sayede çocuklar başka insanların isteklerini gerçekleştirerek kendi isteklerini de elde edebileceklerini öğreniyor.
İnsanın yaşı kaç olursa olsun, paylaşmak sosyalleşmenin ilk adımları arasında yer alıyor. Bu nedenle çocuğun oyun gruplarına katılmadan, kreşe veya anaokuluna başlamadan paylaşma bilincini kavrarsa daha hızlı sosyalleşebileceği belirtiliyor. Çocuklar paylaşmayı önce aile içinde ardından parkta, oyun gruplarında, kreşte, anaokulunda ve ilkokulda öğreniyor.
Kardeşi olan çocuklar paylaşma kavramıyla ister istemez daha erken tanışıyor. Ancak evde yalnızca bir çocuk varsa ondan sahip olduğu eşyaları ve yiyecekleri sizinle paylaşmasını isteyebilirsiniz. Bu sayede ona paylaşmanın ne olduğunu gösterebilirsiniz. |
Amerikan Pediatri Akademisine göre, çocuklar 3 yaşından önce paylaşma kavramını idrak edemiyor. Aynı zamanda paylaşma eylemi çocukların dil becerisiyle de doğru orantılı ilerliyor. Yani henüz 3-4 kelimelik cümleler kurabilen çocuklar için paylaşma iletişimini kurmak pek mümkün olmuyor.
Hepimizin aşina olduğu paylaşma senaryosunu tam bu noktada irdeleyebiliriz. Çocuğunuz yeni aldığı oyuncağıyla oynarken parktaki bir çocuk ya da kardeşi veya kuzeni “Oyuncağı almak istiyorum.” cümlesiyle çocuğunuzun yanına geliyor ve oyuncağı çekiyor. Sizin çocuğunuz ise karşılık olarak “Hayır, benim oyuncağım.” tepkisini veriyor. Ne yazık ki bu iletişimin sonu ağlama ve kavgayla sona eriyor. Peki, nasıl olsa daha iyi olurdu?
Bu senaryonun önüne geçebilmek için çocuklara kendi dil becerileri düzeyinde izin alma ve izin verme cümlelerini öğretmek gerekiyor. Çocuklar ne istediklerini net bir şekilde ifade edebilecek dil becerisine sahip olmadıkları için paylaşma konusunda anlaşamıyor.
Çocuğunuzun eşyalarını ve oyuncaklarını paylaşmak istememesi son derece doğal bir davranış. Bu nedenle çocuğunuz herhangi bir eşyasını paylaşmadığı takdirde ona kızmamalısınız. Her çocuğun yetişme koşulları ve kendi karakteristik özellikleri paylaşmaya olan meyilini etkiliyor. Çocukların en az 3 yaşına kadar paylaşım bilincine tam anlamıyla ulaşamayacağı ifade edilse de, bu süreçte çocuğunuza sık sık izin alma ve izin verme cümleleri kurarak yol gösterebilirsiniz. Çocuğunuzu öperken izin alabilir, sizin elinizdeki bir eşyayı istediğinde “Bu benim ama almana izin veriyorum.” ya da “Bu benim ama seninle paylaşabilirim.” gibi cümleler kurabilirsiniz.
How To Teach Your Child To Share isimli makaleye göre, çocuklar sahip oldukları bilişsel ve sosyal becerilerin çoğunu ebeveynlerini izleyerek öğreniyor. Dolayısıyla çocuklarda paylaşma duygusunu pekiştirmek için evdeki hareketlerinize dikkat etmeniz gerekiyor. Çocuğunuzun sosyal ve duygusal dünyası gördükleriyle ve duyduklarıyla sürekli olarak gelişiyor. Yani çocuğunuz paylaşma eylemini gördükçe bu kavramı içselleştirmeye başlıyor. Çocuğunuza paylaşmayı öğretmek için izleyebileceğiniz birkaç yöntem bulunuyor.
İyi Bir Örnek Olun
Unutmayın ki çocuğunuzun en büyük rol modeli sizsiniz. Günlük yaşamda nelere izin verdiğinizi, neleri paylaştığınızı, ödünç verdiğinizi ve nelerden vazgeçtiğinizi çocuğunuzun görmesine izin verin. Bunun için eşinizle birlikte çalışabilirsiniz. Ev içindeki tüm eylemleri izin alma ve izin verme cümleleri üzerinden yönetebilirsiniz. Örneğin; “Kumandayı verir misin?”, “Hırkanı giyebilir miyim?” veya “Çikolatanı yiyebilir miyim?” gibi cümleleri çocuğunuzun sizi dinlediğinden ve izlediğinden emin olduğunuz anlarda kurabilirsiniz.
Paylaşım Hakkında Konuşun
Çocuklarda paylaşım duygusunu geliştirmek için bu konuyu sık sık konuşabilirsiniz. Ancak bu konuşmayı didaktik bir hava içinde değil, günlük sohbet arasına sıkıştırarak gerçekleştirmelisiniz. Bu sohbetler sırasında çocuğunuzu empati yapmaya teşvik edebilirsiniz. Özellikle bir yere gitmeden önce tek bir oyuncakla birden çok çocuğun oynamasının normal olduğunu ifade edebilirsiniz. Aynı şekilde “Ayşe seninle oyuncaklarını paylaşmazsa kendini nasıl hissedersin?” gibi çocuğun duygularını öne çıkaran ve çocuğu düşünmeye sevk eden sorularla sohbeti yönetebilirsiniz.
Cezalandırmayın Ama Müdahale Edin
Çocuğunuzu arkadaşının elinden oyuncak çekerken veya oyun sırası sona erdiği için öfke nöbeti geçirirken görmek sizin için de zorlayıcı bir deneyim olabilir. Ancak çocuğunuza bencil olduğunu söyleyip ceza vermek yerine nazik ve şefkatli bir tutum sergilemelisiniz. Çocuğunuz paylaşmayı reddediyorsa, bunu kasıtlı olarak kaba veya kötü davranmak için yapmadığını bilmelisiniz. Yalnızca duygularına hakim olamıyor. Bu nedenle ona durumu anlayabileceği şekilde net ve basit cümlelerle anlatmanız gerekiyor.
Çocuğunuza Problem Çözmeyi Öğretin
Çocuğunuzu ve oyun arkadaşını problem çözmeye teşvik edebilirsiniz. Örneğin; “Yalnızca bir kamyonumuz var, bununla nasıl oynayacaksınız?” diye sorarak çocukların düşünmesine ve çözüm üretmesine izin verebilirsiniz. Emin olun, önerilerini duyduktan sonra şaşıracaksınız!
Çocuğunuzun Sahip Olduklarına Saygı Gösterin
Çocuğunuzun kıyafetlerini, kitaplarını ve oyuncaklarını diğer çocuklara vermeden önce çocuğunuzdan izin istemeli ve ona cevap verme şansı sunmalısınız. Çocuğunuz hayır cevabını verirse de saygı göstermelisiniz. Aynı şekilde diğer çocukları da izin istemeye teşvik etmeli ve çocuğunuzun eşyalarına karşı kibar olmalarını öğütlemelisiniz. Çocuğunuz kendisinden izin alındığını, kararlarına saygı duyulduğunu ve eşyalarına zarar gelmediğini gördüğünde paylaşmaya daha açık olabilir.
Çocuklarda paylaşma kavramıyla ilgili daha fazla bilgiye erişmek isterseniz Çocuğunuzun Paylaşmayı İstememesinin Sebebi içeriğimize de göz atabilirsiniz! |
*Bu sayfada yer alan açıklamalar, sağlık tavsiyesi ve uyarı niteliği taşımamakta olup sadece bilgi edinimi amaçlıdır. Çocuğunuzla ilgili konular için harekete geçmeden önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız.
Kaynaklar;