En büyük veya en küçük çocuğunuz kadar mutlu ya da sorumluluk sahibi olmayan bir ortanca çocuğunuz varsa, bunun ebeveynliğinizle bir ilgisi bulunup bulunmadığını merak ediyor olabilirsiniz. Baştan söyleyelim, bu yalnızca sizin ailenizle ilgili bir durum değil. Aksine pek çok hanede görülen özel bir durum: Ortanca çocuk sendromu!
Ailenin tam ortasında doğmak kimi zaman görünmez olmak anlamına gelebilir. Ortanca çocuk sendromu, tam da bu hissiyata uygun olarak kardeşler arasında sıkışıp kalanların yaşadığı karmaşık duyguları ve kimlik arayışını anlatan psikolojik bir durum olarak açıklanıyor. Peki, gerçekten ortanca çocuklar daha mı az ilgi görüyor? Yoksa sendrom diye tanımlanan bu durum sadece bir efsane mi? Hadi, daha fazlası için okumaya devam edin!
Ortanca çocuk sendromu, bir ailenin ortanca çocuğunun büyük ve küçük kardeşin ilgi odağı olması arasında sıkışarak kendini görünmez, değersiz ya da unutulmuş hissetmesiyle ortaya çıkan duygusal bir durum olarak tanımlanıyor. Yapılan araştırmalarda, bu sendromun çocuğun “araya sıkışmışlık” hissiyle kendi kimliğini bulma çabasında başkaldırıya veya içe kapanma durumuna yönelmesine neden olabileceği belirtiliyor.
Ortanca çocuk bir ailede en büyük ve en küçük kardeş arasında doğan çocuktur. İki numaralı çocuklar çoğu zaman ne ilk göz ağrısı olan büyük kardeş gibi öncü ne de ailenin en küçüğü gibi ilgi odağı oluyor. Ortanca çocuk, bu aradaki konumu nedeniyle dikkat çekmek için çaba harcamak zorunda kalıp aile içerisindeki kendi yerini bulmakta zorlanabiliyor.
Ortanca kardeş sendromu pek çok sebepten dolayı ortaya çıkabiliyor ve her sebep farklı belirtilerle kendisini gösteriyor. Bu konuda yapılmış çok sayıda araştırma mevcut. Araştırmalarda ifade edildiği üzere, ortanca çocuk sendromunda genelde şu belirtiler ortaya çıkıyor:
Ailenin ortanca çocuğu olmak farklı duyguların bir arada yaşanmasına neden olabiliyor. Bu durum da ortanca çocuk sendromu yaşanmasına sebebiyet verebiliyor. Her çocukta görülebilen bu sendromun belirtileri ise pek çok noktada farklılık gösteriyor.
Adler’in doğum sırası teorisi araştırmalarında ortanca çocukların sendrom durumlarında bazı davranışsal belirtiler sergilediği görülüyor. Bu belirtiler ise kısaca şu şekilde sıralanıyor:
Sendrom yaşayan ortanca çocuklarda bazı duygusal belirtiler görmek de mümkün. Yapılan araştırmalar sonucunda ortanca çocuk sendromunda görülen duygusal belirtiler şöyle sıralanabilir:
Ortanca kardeş olmak farklı zorluklarla karşılaşma oranının da yükselmesinde büyük ölçüde etkili. Bu durum çocuk gelişimi üzerinde de önemli rol oynuyor. Ortanca çocuklar genelde büyük kardeşin sorumlulukları ve küçük kardeşin bakımı arasında unutulabiliyor. Bu sebeple ortanca çocuklar “ne yaparsam yapayım kimse fark etmiyor” düşüncesine kapılabiliyor. Büyük kardeşin başarıları ya da küçük kardeşin sevimliliğiyle sürekli karşılaştırılmak aile içinde belirgin bir rolün oluşmamasına da sebebiyet veriyor. Dolayısıyla ortanca çocuklar kendilerine “Ben kimim?” sorusunu daha sık soruyor.
Duygularını ifade ettiğinde dikkate alınmadığını hisseden ortanca çocuklar zaman içinde hislerini bastırmayı öğrenebiliyor. Bu bastırma ise özellikle yetişkinlik döneminde iletişim sorunlarına neden olabiliyor. Yeterince sevilmediğini ve anlaşılmadığını hissettiği için içine kapanan ortanca çocuk, aile tarafından da genelde “kendi halinde” veya “sorun çıkarmayan çocuk” olarak görülebiliyor.
Ortanca çocuk psikolojisi aile içindeki yere göre de şekilleniyor. Ortanca çocuklar genelde ilk çocuk gibi lider ya da küçük çocuk gibi sevimli bir konumda yer almıyor. Bu nedenle için aile içi rollerin arasında kaybolma riskiyle karşı karşıya kalabiliyor. Ortanca çocuk ailede baskın bir rol bulmakta zorlanabiliyor. Ne “ilk başaran” ne de “en küçük ve korunmaya muhtaç” konumuna düşmek psikolojiyi doğruda etkileyebiliyor.
Yapılan araştırmalara göre ortanca çocuklar bazen kendilerini “fazlalık” gibi hissedebiliyor. Özellikle ebeveyn ilgisi yoğun olarak büyük ya da küçük çocuğa yönelmişse ortanca çocuk dışlanmışlık ve yalnızlık hissi geliştirebiliyor. Sürekli gözetim altında olmadığı için daha serbest bir ortamda büyüdüğünü hissedebiliyor. Bu durum kendi kararlarını alma ve bağımsız hareket etme becerisini güçlendirebiliyor. Bu nedenle ortanca çocuklar, özellikle gençlik ve yetişkinlik döneminde de asi özelliklerle kendisini gösterebiliyor.
Ortanca çocuk kimliğini çoğu zaman büyük ve küçük kardeşlerin özelliklerine göre şekillendiriyor. “Ağabeyim gibi lider değilim” ya da “Kardeşim kadar ilgi çekici değilim” gibi karşılaştırmalar, ortanca çocukların kendi değerini ve yeteneklerini anlamada belirleyici hale geliyor. Kimi zaman kardeşlerinden ayrışmak için tamamen zıt bir kişilik dahi geliştirebiliyor.
Ortanca çocuk ortada yer aldığı için hem yukarıyla hem de aşağıyla iletişim kurmayı öğreniyor. Bu çift yönlü iletişim empati, uzlaşma, paylaşma ve çatışma çözme becerilerini destekliyor. Hatta çoğu zaman ortanca çocuklar “arabulucu” rolü üstleniyor. Alfred Adler’in Bireysel Psikoloji kuramında büyük kardeşin başarıları ya da küçük kardeşin gördüğü ilginin ortanca çocukta rekabet duygusunu artırabildiğine değiniliyor.
Editörün Notu: “Kardeş Kıskançlığı Nedir? Nasıl Baş Edilir?” isimli yazımızı okuyarak çocuklarınız arasındaki dengeyi en iyi şekilde gözetebilirsiniz.
Ailenin ortanca çocuğu olmak tüm fertleri etkileyebiliyor. Bu nedenle ortanca çocuğun sendrom sürecini en iyi şekilde atlatması için bazı ebeveynlik görevlerinin gerçekleştirilmesi gerekiyor.
Ebeveynlere Düşen Görevler
Ortanca çocuğun yalnızca kendisine ait bire bir ebeveyn zamanı olması son derece önemli. Küçük yürüyüşler, özel sohbetler, müzik dinlemek ya da birlikte yapılan etkinlikler bu ihtiyacı karşılayabiliyor. “Ablan gibi çalışkan değilsin” ya da “Kardeşin gibi uslu olsan” gibi söylemler ortanca çocukların öz güvenini fazlasıyla zedeliyor.
Ortanca Çocukla Sağlıklı İletişim Kurma Yolları
Ortanca çocuğun sevilmemek gibi olumsuz duygulardan uzaklaşması için onu fark etmeniz gerekiyor. “Sen de buradasın tabii” gibi geçiştirmeler yerine adını kullanarak doğrudan hitap etmek çocuğun kendini özel hissetmesini sağlayabiliyor. Ortanca çocuklar genelde ilginin büyüğe ve küçüğe kaymasından şikayetçi oluyor. Haftada birkaç kez sadece onunla geçirilen 10-15 dakikalık özel zamanlar, bağ kurma açısından çok etkili olabilir. Hatta birlikte spor aktiviteleri yapmak da ortanca çocuğunuzla keyif vakit geçirmenizde rol oynayacaktır.
Çocuk Psikoloğundan Destek Alma İhtiyacı
Connecticut Üniversitesi tarafından yayımlanan kaynağa göre, Amerikan Psikoloji Derneği ortanca çocuk sendromunu “varsayımsal bir durum” olarak kabul ediyor. Ancak bu durum çocukta ne gibi davranışlar görüleceği konusunda da belirsizlik yaratıyor. Bu nedenle çocuğunuzun ruhsal sağlığını kontrol etmenizde fayda var. Gözlemleriniz sonucunda ters giden durumlar fark ederseniz çocuk psikoloğundan destek almanız öneriliyor.
Ortanca çocuk sendromuna dair yapılan araştırmalar bazı avantajların da bulunduğunu gösteriyor. Aile içinde çok fazla ilgi çekmeden var olmayı öğrenen ortanca çocuklar değişken koşullara kolayca uyum sağlayabiliyor. Yeni ortamlara kolay şekilde adapte oldukları gibi kriz anlarında da soğukkanlı davranabiliyorlar. Ebeveynlerin ilgisinin yoğun şekilde büyük ve küçük kardeşe yönelmesi, ortanca çocuğun kendi başının çaresine bakma becerisini geliştirebiliyor. Bunun sonucunda da ortanca çocuklar kendi problemlerini çözme, içsel motivasyonla hareket etme gibi önemli nitelikler kazanabiliyorlar.
Ortanca çocuklar, aynı zamanda kardeşler arasında sık sık denge kurmak zorunda kaldıkları için iyi birer arabulucu görevi üstleniyorlar. Bu sayede hem iş hayatında hem de arkadaş çevresinde çözüm odaklı bireyler olarak öne çıkabiliyorlar. Ortanca çocuklar dikkat çekmek ya da kendilerini göstermek için çoğunlukla farklı yollar arıyor. Dolayısıyla sanatsal ya da yaratıcı alanlarda kendilerini daha rahat ifade ettiklerini söylemek de mümkün.
Empati Becerileri
Ortanca çocuklar hem büyük kardeşle hem de küçük kardeşle uygun şekilde iletişim kurmayı öğreniyor. Bu durum da onları uzlaştırıcı, esnek ve anlayışlı bireyler haline getirebiliyor. Böylece empati yetenekleri yüksek olduğu için farklı bakış açılarını daha kolay kavrayabiliyorlar.
Uyum Yeteneği ve Bağımsızlık
Ortanca çocuklarda uyum yeteneği ve bağımsızlık, genelde aile içindeki pozisyonları gereği doğal olarak gelişen iki güçlü özellik şeklinde öne çıkıyor. Büyük kardeşin liderliği ve küçük kardeşin korunma ihtiyacı arasında kalan ortanca çocuk kendi yolunu bulmak zorunda kalabiliyor. Bu durum hayat boyunca çevresine kolayca uyum sağlamasına ve kendi başına hareket edebilme becerisine katkı sağlayabiliyor. Pek çok ortanca çocuk okula ya da yeni bir ortama gittiğinde gözlemci ve sonra da katılımcı yaklaşımla kolayca uyum gösteriyor.
*Bu sayfada yer alan açıklamalar, sağlık tavsiyesi ve uyarı niteliği taşımamakta olup sadece bilgi edinimi amaçlıdır. Çocuğunuzla ilgili herhangi bir konuda detaylı bilgi almak için mutlaka uzman bir doktora danışmalısınız.
Kaynaklar;
Benzer Başlıklar