Anne adayı olmanın heyecanı bambaşka! Müjdeli haberin alındığı andan itibaren hamileliğin ilerleyen zamanlarına yaklaşıldıkça, akılda doğumla ilgili daha çok düşünce beliriyor. Tartışmalı bir konu olan sezaryen doğumla ilgili merak ettiğiniz şeyler olması da çok doğal. Sezaryene dair ayrıntılar için sayfanın devamına davetlisiniz!
Doğum canlılığın en özel, en mucizevi anlarından biri. Bebeğinizi karnınızda hissettiğiniz ilk andan itibaren bunu tüm ruhunuzla duyumsamaya başlıyorsunuz. Onu hangi yöntemle dünyaya getirmiş olursanız olun, her zaman bebeğiniz için en iyisini istiyorsunuz. Bazı özel durumlarda ise tek seçenek sezaryen doğuma yönelmek olabiliyor. 2012 yılında getirilen düzenlemeyle sezaryen doğum, anne adaylarına bir opsiyon olarak sunulmamakta olup normal doğumun gerçekleşmesinin mümkün olmadığı durumlarda uygulanıyor. Dolayısıyla sezaryen doğum, anne adayları için en fazla merak edilen konuların başında geliyor.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) 2021 verileri, Türkiye’de doğan bin bebekten 544’ünün sezaryenle doğduğunu gösteriyor. Böylece Türkiye, Meksika’nın ardından dünyada sezaryen doğumun en yaygın gerçekleştiği ikinci ülke konumunda yer alıyor. |
Sezaryen doğum, bebeğin anne karnına yapılan cerrahi müdahaleyle doğurtulması işlemine deniyor. Bu müdahale esnasında bebek, anne adayının karın duvarıyla rahim duvarına yapılan bir kesiden çıkartılıyor. Bir bebeğin doğumunda sezaryen yalnızca belirli şartlara bağlı olarak tercih ediliyor. Çünkü bu cerrahi işlem kendi içerisinde birtakım riskler barındırıyor. Bu nedenle sezaryen doğumun, bebeğin vajinadan dünyaya geldiği normal doğuma bir alternatif oluşturmadığının bilinmesi büyük önem taşıyor.
Sezaryen doğum, öncesinde gerekli olan tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra anne adayına anestezi verilmesiyle başlıyor. Doğumda doktor ve hemşirelerin yanı sıra anne adayına destek vermesi için eşi de bulunabiliyor. Anestezinin ardından doktor karın bölgesine bikini kesimi olarak adlandırılan yatay bir kesi atıyor. Daha sonra rahme ulaşmak için karın kaslarını ayırarak ikinci bir kesiyi de dikey ya da yatay olarak rahme atıyor.
Sezaryen doğumda annenin uyanık kalması için lokal (bölgesel) anestezi tercih ediliyor. Bu sayede doğum esnasında seyreden sürecin farkında olan anne adayı, bebeği doğar doğmaz onunla tanışarak bağ kurabiliyor. Ancak bazı durumlarda genel anestezi yapılması da gerekebiliyor. |
Rahim kesisi yapıldıktan sonra bebek, bu açıklıktan yavaşça dışarı çekiliyor. İlk olarak bebeğin ağız ve burun etrafındaki sıvılar doktor tarafından temizleniyor. Sonrasında göbek kordonu kesilerek annenin karnıyla olan bağ kopartılıyor. İşlemin ardından hastane personeli tarafından da kontrol edilen bebek, anneye verilmek üzere hazırlanıyor. Tamamlanan ameliyatın ardından plasenta rahimden çıkartılarak annenin karnı eriyebilen dikişlerle kapatılıyor.
Normal doğumun gerçekleşemeyeceği durumlarda sezaryen doğum, hekimin tavsiyesi veya yönlendirmesiyle, planlı ya da plansız şekilde gerçekleştirilebiliyor. Sezaryen doğumu gerekli kılan sebepler ise şu şekilde listeleniyor:
Sezaryen doğum planlı olarak gerçekleştirileceği zaman, bunun anne ve bebeğin yararına olacağından emin olmak gerekiyor. Sezaryen doğuma karar verilmeden önce mutlaka bir doktor denetiminden geçmek ve sezaryen ihtimalini normal doğumun yapılamayacağı koşullarda değerlendirmek oldukça önemli!
Plansız sezaryen doğumlara ameliyat anında ya da öncesinde bebeğin konumu ve annenin durumu değerlendirilerek doktor tarafından karar veriliyor. Yani hatırlatmak gerekirse sezaryenin, toplumdaki yanlış kanının aksine, kesinlikle normal doğuma bir alternatif olarak görülmemesi gerekiyor.
Modern dünyada tıbbın ilerlemesiyle birlikte sezaryen doğum genellikle güvenli bulunuyor. Ancak her ameliyat kendi içerisinde birtakım riskler barındırıyor. Sezaryenin riskleri arasında artan kanama, enfeksiyon, sonraki doğumlarda sezaryen ihtimali, kan pıhtısı, anestezi sebebiyle annede mide bulantısı ve düşük tansiyon sayılabilir. Yine de sezaryene karar verecek kişinin mutlaka bir uzman olması gerektiğinin unutulmaması şart! Çünkü bebek ya da anneyle ilgili ani gelişen bazı olumsuz durumlarda, sezaryenin riskleri göz ardı edilebilecek kadar düşük olabiliyor.
Sezaryen doğum planlı olduğu takdirde ilk aşamada anne adayının doğumdan altı saat kadar önce su içmek de dahil olmak üzere bir şeyler yiyip içmemesi gerekiyor. Bu süreye doktor, anne adayının durumuna göre karar veriyor. Aynı zamanda doğuma girmeden önce gerekli olan bütün kan testleri ve muayeneler de tamamlanıyor. Ön hazırlıklar tamamlandıktan sonra ameliyathane ekibi tarafından anne adayının karın bölgesi temizlenerek enfeksiyon riskini azalmak için steril bezle kapatılıyor. Ardından ameliyat esnasında boş olması için mesaneye kateter takılıyor.
Sezaryen esnasında üç anestezi türünden (spinal, epidural, genel anestezi) anne adayı için uygun olanı seçilerek doğum başlatılıyor. Bebek, doktor tarafından rahme ve karna atılan kesiden dışarıya çıkarılarak dünyayla tanıştırılıyor. Hemen ardından tüm kontrolleri sağlanan ve göbek bağı kesilen bebek annenin kucağına verilmesi için hazırlanıyor. Daha sonra annenin rahminden plasenta alınarak karın dikiliyor.
Sezaryen doğumun ardından annenin 2 ila 5 gün kadar hastanede kalması gerekebiliyor. Her ameliyatta olduğu gibi sezaryen doğumun ardından da yapılmasına özen gösterilmesi gereken bazı önemli noktalar bulunuyor.* Bu noktaları şu şekilde sıralamak mümkün:
*Sezaryen doğum sonrası oluşabilecek komplikasyon ve gelişmeler her birey özelinde farklı olabilir. Bu nedenle doğum sonrası süreç için muhakkak kadın doğum uzmanının kişiye özel önerilerine göre hareket edilmelidir.
Normal bir gebelik süreci 40 hafta olarak belirtiliyor. Sezaryen doğumun, bebeğin anne rahmine düştükten sonraki ilk 39 hafta içerisinde yapılması genellikle önerilmiyor. Böylece bebek, anne karnındaki gelişimini olması beklenen şekilde tamamlayabiliyor. Ancak bazı özel ve acil durumlarda sezaryen doğum 39 haftadan önce de gerçekleştirilebiliyor.
Normal doğumda bebeğin dünyaya gelme süresi annenin psikolojik olarak buna hazır olması, rahmin yeterli düzeyde genişlemiş olması ve kasılmaların doğru aralıkta gelmesi gibi değişkenlere göre farklılık gösterebiliyor. Fakat sezaryen esnasında doğumu gerçekleştiren doktor olduğu için ameliyat süreci genellikle yarım saat ila bir saat arasında tamamlanıyor.
Bir anne için bebeğiyle ilk tanışma anları kesinlikle ömrü boyunca yaşayabileceği en değerli tecrübelerden biri! Ancak bu, hele de ilk seferiyse bir hayli zor bir süreci de beraberinde getirebiliyor. Özellikle birtakım komplikasyonlar yaşayan kadınlar için iyileşme süreci birkaç haftadan fazla sürebiliyor. Bu nedenle bir doktordan ve elbette aile üyelerinden destek almak çok önemli. Bunun yanında sezaryenin ardından gelen ilk altı haftada iyileşmeyi hızlandıracak şu gibi bazı yollar da izlenebilir:
Tüm bunların yanında annenin, iyileşme süreci boyunca ve sonrasında çevresinden manevi destek almayı da atlamaması gerekiyor. |
*Bu sayfada yer alan bilgiler, doktorunuzun ya da bir sağlık hizmetleri uzmanının verdiği önerilerin yerine geçmemelidir. Yasal düzenlemelerde değişiklik olabileceğinden ilgili bilgilerin güncelliği resmi sitelerden kontrol edilmelidir. Sezaryen doğumun sizin için uygun olup olmayacağı hakkında en doğru bilgiyi edinmek için mutlaka kadın doğum uzmanınıza danışmanız gerekmektedir.
Kaynaklar;