Hamile olduğunuzu ilk öğrendiğinizde içinizi uçsuz bucaksız bir mutluluğun yanı sıra bir miktar korku ve endişe de kapladı, öyle değil mi? Bunun en büyük nedenlerinden biri şüphesiz, iyi bir hamilelik geçirememe ihtimaliniz. İşte preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) de sağlıklı bir hamilelik sürecinin önündeki engellerden birini oluşturuyor. Peki, siz preeklampsi hakkında neler biliyorsunuz?
Her yönüyle özel bir süreç olan hamilelik, birçok riski de beraberinde getirebiliyor. Bu uzun serüvende hem annenin hem de bebeğin iyi olması için üstün bir çaba sarf edilse dahi, kimi zaman gebelik komplikasyonlarının önüne geçmek mümkün olmayabiliyor. Gebelik komplikasyonları bazen belirli bir sürecin sonunda bazen ise aniden ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle pek çok anne ve baba adayı bebeklerini kucaklarına alana kadar –hatta sonrasında da– birçok endişeyle karşı karşıya kalıyor.
Preeklampsi yani gebelik zehirlenmesi de hamile olduğunu öğrenen birçok kadının korktuğu durumlardan biri. Peki, preeklampsi’nin belirtileri nelerdir? Preeklampsi’nin risk grubunda kimler vardır? Gebelik zehirlenmesini önlemek için neler yapılabilir? İçeriğimizde tüm bu soruların yanıtlarını bulacaksınız. Okumaya devam edin!
Preeklampsi (gebelik zehirlenmesi), çoğunlukla hamileliğin 20’nci haftasından itibaren ortaya çıkan ciddi bir gebelik komplikasyonu. Global sağlık sitesi Mayo Clinic’te yayınlanan bir makalede belirtildiği üzere preeklampsi, tedavi edilmediği takdirde hem anne hem de bebek için ölümcül olabiliyor. Bu nedenle hastalığın belirtilerini çok iyi gözlemlemek gerekiyor.
Mayo Clinic’in makalesinde gebelik zehirlenmesinin bazı anne adaylarında 20’nci haftadan önce de görülebildiği paylaşılıyor. Hatta annenin doğum yaptıktan sonra da gebelik zehirlenmesi yaşayabileceği belirtiliyor. Bu nedenle annenin sağlık takibini hem hamilelik sürecinde hem de doğumdan sonra çok iyi yapmak gerektiği vurgulanıyor. |
Mayo Clinic’te yayınlanan kaynağa göre, gebelik zehirlenmesi belirtileri şu şekilde sıralanıyor:
Gebelik zehirlenmesinin esasında en çok yüksek tansiyonla karakterize olduğu biliniyor. Bununla birlikte National Health Service’da (NHS) yayınlanan kaynakta, yüksek tansiyonun akla tek başına preeklampsi’yi getirmeyeceği paylaşılıyor. Bu nedenle daha çok yukarıda sıralanan belirtilerin varlığına odaklanılıyor. Yüksek tansiyonun yanı sıra idrarda yüksek protein bulunmasının preeklampsi tanısını kolaylaştıracağı söyleniyor. Aynı makalede gebelik zehirlenmesi belirtileri arasında yüzün, ellerin veya ayakların aniden şişmeye başlaması da veriliyor. Tüm bu belirtilerin varlığında mutlaka doktora danışılması öneriliyor.
Mayo Clinic’te yayınlanan makaleye göre, preeklampsi annenin ve bebeğin hayatını riske atabilen ciddi bir komplikasyon olduğu için tedavi yöntemi çoğunlukla ya erken doğum ya da erken doğuma kadar durumu kontrol altında tutacak ilaçların kullanılması oluyor. Şiddetli gebelik zehirlenmesinin tedavisinde sağlık takibini en iyi şekilde yapabilmek için anneyi hastaneye yatırmak gerekebileceği belirtiliyor. Aynı makalede, ciddi preeklampsi vakalarını tedavi etmek için çoğunlukla aşağıdaki ilaçların kullanıldığı paylaşılıyor:
Cleveland Clinic’te yayınlanan makalede belirtildiği üzere, preeklampsi süreç içinde daha şiddetli hale gelirse hekim tarafından 37’nci haftadan önce erken doğum önerilebiliyor. Çok ağır olmayan vakalarda ise 37’inci haftadan sonra erken doğum öneriliyor. Hastanede yatmayı gerektirmeyen gebelik zehirlenmeleri, evde veya hastane ziyaretlerinde yapılan ölçümlerle izlenmeye devam ediyor. Hekimler, süreç içinde annenin sağlığını erken doğuma kadar kontrol altında tutmaya yardımcı olacak ve bebeğin gelişimini destekleyecek farklı ilaçlar da önerebiliyor
Özetle, preeklampsi tedavisi komplikasyonun şiddetine, anne ve bebeğin genel sağlık durumuna ve hamileliğin kaçıncı ayında olunduğuna göre değişebiliyor. |
Preeklampsi’nin neden olduğu kesin olarak bilinmiyor. Bununla birlikte National Health Service’da yayınlanan kaynakta, gebelik zehirlenmesinin plasenta’nın düzgün gelişememesi nedeniyle ortaya çıkabileceği paylaşılıyor. Bebeği besleyen kan damarlarında meydana gelen sorunlar hem bebeği hem de anneyi tehlikeye atabiliyor.
Cleveland Clinic’te yayınlanan makalede, bu sorunun plasenta’ya giden kan miktarının azalmasından dolayı oluşabileceği aktarılıyor. Medical News Today’de yayınlanan makalede ise rahime yetersiz kan akışının yanı sıra annenin bağışıklık sistemi sorunlarının ve genetik faktörlerin de preeklampsi’ye neden olabileceği paylaşılıyor.
Global sağlık portalı WebMD’de yayınlanan makalede, plasenta’nın yeterince kan almamasının bebeğin gelişimini riske attığı belirtiliyor. Bebeğin yeterince gelişememesinin ve çok küçük doğmasının epilepsi, serebral palsi, işitme ve görme problemleri ve öğrenme güçlüğü gibi sorunlara neden olabileceği paylaşılıyor. |
T.C. Sağlık Bakanlığı İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yayınlanan Hipertansif Hastalıklar isimli kaynakta preeklampsi’nin risk faktörleri şu şekilde sıralanıyor:
NHS’da yayınlanan The Role of Obesity in Preeclampsia isimli makaleye göre obezite, preeklampsi’nin tüm formlarının riskini artırıyor. Bu nedenle hem hafif hem de şiddetli gebelik zehirlenmesi riskinin fazla kilolu ve obez kadınlarda daha çok görülebileceği paylaşılıyor. Öyle ki vücut kitle indeksi artışı preeklampsi riskinin artışıyla ilişkili bulunuyor. Bununla birlikte, risk artışına rağmen obez kadınların yalnızca yüzde 10’unda preeklampsi gelişebileceği öngörülüyor. Ancak elbette ideal kiloya ve ideal BMI’ye sahip olmak, genel sağlığın her koşulda korunmasına katkı sağlıyor.
Cleveland Clinic’te yayınlanan makalede, preeklampsi’ye yakalanma riskinin aşağıdaki yöntemlerle azaltılabileceği paylaşılıyor:
Aynı makalede, hamilelikte her gün bir bebek aspirini almanın gebelik zehirlenmesi gelişme riskini yüzde 15 azaltabileceği paylaşılıyor. Özellikle preeklampsi için risk grubunda olan anne adaylarına, hekim tarafından gebeliğin 12’nci haftasına kadar olan erken dönemde bebek aspirini almaya başlaması tavsiye edilebiliyor. Ancak her hamilelik ve her annenin sağlık durumu farklı olduğundan, anne adaylarının herhangi bir ilaç almaya başlamadan önce mutlaka hekimlerine danışması gerekiyor. Aksi takdirde hekim onayı olmadan alınan ilaçlar çeşitli olumsuzluklara neden olabiliyor.
Eğer gebeliğinizin normal sürecinde hafta hafta neler yaşayacağınızı öğrenmek isterseniz, hafta hafta gebelik sayfamızı ziyaret edebilirsiniz! |
*Bu sayfada yer alan bilgiler, doktorunuzun ya da bir sağlık hizmetleri uzmanının verdiği önerilerin yerine geçmemelidir. Preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) hakkında en doğru bilgiyi edinmek için mutlaka bir kadın doğum uzmanına danışmanız gerekmektedir.
Kaynaklar;