ÖCAL | Öcünü, intikamını al |
ÖDÜL | Bir başarı ya da iyilik karşılığında verilen armağan |
ÖGE | Çok akıllı olmasıyla ünlenmiş kişi |
ÖĞDAY | Çok akıllı |
ÖĞÜN | Yücel, gurur duy, zaman, vakit, kez, defa önde, ileride |
ÖĞÜNÇ | Övünülecek şey |
ÖĞÜT | Nasihat |
ÖKER | Akıllı |
ÖKMEN | Akıllı, zeki |
ÖKTEM | Güçlü, onurlu |
ÖKTEN | Akıllı, bilgili |
ÖMER | Yaşayış, hayati, ikinci halife |
ÖMÜR | Yaşayış, hayat |
ÖNAL | Her işte lider olan |
ÖNAY | Ayın ilk günlerindeki durumu, hilal |
ÖNDER | Bir topluluğa başkanlık eden, önde giden, yol gösteren |
ÖNEL | Bir şeyin tamamlanması için verilen süre, vade |
ÖNER | Başta gelen, yön, sıra |
ÖNKAL | Liderliği benimseyen |
ÖRSAN | Örs gibi sağlam adı olan |
ÖRSEL | Örs gibi sağlam el |
ÖVÜL | Kendini beğendir, övgü kazan |
ÖYMEN | Evcimen, evine bağlı |
ÖZAL | Özü kırmızı |
ÖZALP | Özünde yiğit olan |
ÖZAY | Özü ay gibi parıltılı olan |
ÖZCAN | Candan, samimi |
ÖZDEMİR | Özü demir gibi sağlam olan |
ÖZDEN | Soyca temiz, öz varlıkla ilgili, suların geçtiği yer |
ÖZEN | Bir işin iyi olması için gösterilen çaba, en içeride olan, dere, ırmak |
ÖZER | Yiğit, doğru kişi |
ÖZGÜN | Benzerlerinden ayrı, kendine özgü |
ÖZGÜR | Hür, bağımsız |
ÖZHAN | Hükümdar soyundan gelen |
ÖZKAN | Özü, kanı temiz |
ÖZMEN | Özü iyi, sağlam olan |
ÖZTAN | Tan yeri gibi aydınlık |