Hamilelik Heyecanı

Hamilelik Heyecanı

Hayatın en sevimli mucizelerinden biri olan bebekler, ebeveynlerin hayatına paha biçilemez bir mutluluk ve heyecan getiriyor. Minik bir kalp atışıyla başlayan bu mutluluk serüveninde yalnız değilsiniz. Hamilelik sürecinizle ilgili merak ettiklerinizi cevaplayarak heyecanınıza ortak olmaya kararlıyız!

Ömür boyu sürecek bir maceranın başlangıcı olan hamilelik, birçok anne adayının en güzel günlerini oluşturuyor. Bu süreçte kimi zaman baş gösteren zorluklar olsa da aileye katılacak minik üyenin varlığını düşünmek, odasını hazırlamak, renk renk kıyafetler almak, hatta oyuncaklarını ve kitaplarını dizmek her ebeveynin içini ısıtıyor. Heyecan, umut, merak ve sevgi gibi birçok duygunun iç içe geçtiği bu özel dönemde aklınızda pek çok soru işaretinin oluşması muhtemel. Tüm bu soruları yanıtlamak için buradayız! Hadi başlayalım!

Hamilelik Heyecanı Bebeğe Zarar Verir mi?

Hamilelik Heyecanı Bebeğe Zarar Verir mi?

Birçok kadın hamile kaldığını öğrendiği ilk anda karışık duygular hissedebiliyor. Öyle ki hamileliğin ilk aylarında buna inanmakta güçlük çeken anne adayları dahi bulunuyor. Bu duyguların ardından hamilelik heyecanıyla gelen mutluluk, hüzün, korku ve gurur geçişleri yaşanıyor. NCT sitesinde yayınlanan Emotions During Pregnancy isimli makaleye göre, ilk üç ay içinde artan hormon seviyeleri duygusal iniş ve çıkışlara yol açabiliyor.

Hamilelik heyecanı bebeğe doğrudan zarar vermese de hızla değişen ruh halleriniz sizin zorlu anlar yaşamanıza neden olabilir. Nitekim hamilelik heyecanıyla birlikte durmak bilmeyen sorular da baş gösteriyor. Örneğin; siz de pek çok anne adayı gibi “Ya bebeğe zarar verecek bir şey yaparsam? Yememem gereken bir şeyi yersem? Ya da doğumdan sonra işe dönemezsem?” gibi sorularla boğuşuyor olabilirsiniz. Son derece normal olan bu sorular heyecanla birlikte stresi de beraberinde getirebiliyor. Stres ise vücutta bazı olumsuz reaksiyonlara sebep olabiliyor.

Hamilelikte Sakinleşmek için Ne Yapılmalı?

Sakin ve mutlu bir hamilelik geçirmek için duygularınızı bir miktar dizginlemeniz gerektiği paylaşılıyor. Healthline sitesinde yayınlanan Pregnancy Happiness: 13 Tips for a Happy and Healthy Pregnancy isimli makaleye göre, hamileliğin ileri dönemlerini ve doğum zamanını organize etmek daha sakin ve planlı hissetmenize yardımcı olabilir. Ancak doğumu planlamak ve kendinizi yok yere strese sokmak arasında ince bir çizgi olduğunu unutmamalısınız.

Bu süreçte psikolojik destek alarak, mümkünse eşinizle birlikte hamilelik eğitimlerine katılarak ve kendinize bir doğum çantası hazırlayarak doğuma daha hazırlıklı ve kontrollü gidebilirsiniz. Kontrolün elinizde bulunması hissi daha rahat bir hamilelik süreci geçirmenize yardımcı olabilir. Bununla birlikte sakin bir hamilelik süreci geçirmek için pek çok kaynakta yer verilen öneriler şu şekilde:

  • Spor: Hamilelik sırasında doktor onayı alarak hafif spor yapmak vücuttaki stres seviyesini azaltmaya katkı sağlayabiliyor.
  • Masaj: Düzenli aralıklarla masaj yaptırmak hem fiziksel ağrıları azaltmaya hem de ruhsal açıdan dinginleşmeye yardımcı olabiliyor.
  • Meditasyon: Gün içinde birkaç dakika meditasyon yapmak kaygı seviyesini kontrol altında tutmaya, öz farkındalığı geliştirmeye, uykunun düzenlenmesine ve daha sakin hissetmeye katkı sunabiliyor.
  • Kaliteli zaman: Sevilen kişilerle sohbet etmek, dertleşmek ve eğlenceli aktiviteler düzenlemek daha iyi hissetmeye yardımcı olabiliyor. Arkadaşlar veya aile fertleriyle yakın olmak daha sakin günler geçirmeye imkan tanıyor.

Hamilelikte Anksiyete Artar mı?

Hamilelik sürecinde birçok kadının anksiyete düzeyinde artış gözlenebiliyor. Healthline sitesinde yayınlanan 7 Tips for Coping with Anxiety During Pregnancy isimli makaleye göre, her 10 hamile kadından biri bu dönemde anksiyeteyle yüzleşiyor. Hamilelik sürecinde anne adayının kontrolü altında olmayan fiziksel ve duygusal değişimler anksiyete seviyesinin artmasına yol açabiliyor. Diğer yandan hamilelik sırasında bir miktar endişelenmek son derece normal görülüyor.

Kontrol edilemeyen bir endişe duygusu hissediyorsanız, herhangi bir sorun olmamasına rağmen kendi sağlığınız ve bebeğiniz için aşırı derecede kaygılanıyorsanız, işlerinize konsantre olamıyorsanız, sinirli veya tedirgin hissediyorsanız, vücudunuzda ve kaslarınızda gerginlik hissediyorsanız ve geceleri kaliteli uyuyamıyorsanız anksiyete nöbetleri geçiriyor olabilirsiniz. Bu semptomlara sahipseniz en kısa sürede psikolojik destek almaya başlamalısınız. Böylece stres seviyenizi azaltabilir, daha sakin, mutlu ve keyifli bir hamilelik süreci geçirebilirsiniz.

Normal Doğum mu, Sezaryen mi? Bunu Bebeğiniz Söyleyecek!

Normal Doğum mu, Sezaryen mi? Bunu Bebeğiniz Söyleyecek!

Uzmanlar çoğu zaman sezaryen yerine vajinal doğum öneriyor. Ancak bazı durumlarda sezaryen doğum en güvenli doğum yöntemlerinden biri olabiliyor. Bununla birlikte birçok anne adayı çeşitli kişisel nedenlerden dolayı da sezaryen doğuma yöneliyor. Bu noktada en doğru kararı uzman hekim ve anne adayı veriyor.

Doktorunuzun önerisi ve kendi isteğinizle son ana kadar normal doğum yapmayı planlasanız dahi bebeğiniz bu kararı değiştirmenize neden olabilir. Nitekim bebeğin ters dönmesi, plasenta previa yani plasentanın rahim ağzını kapatması, gebeliğe bağlı yüksek tansiyon çıkması veya bebeğin yeterli miktarda oksijen alamaması gibi durumlarda normal doğumdan sezaryen doğuma geçilebiliyor.

“Normal doğum” ne kadar sık kullanılan bir ifade olsa da bazı anneleri rahatsız edebileceğini hatırlamakta fayda var. Hekiminizin onayı doğrultusunda kişisel isteğiniz ya da herhangi bir zorunluluk sebebiyle ister ameliyat yoluyla, isterseniz de vajinal yolla doğum yapabilirsiniz. Her iki doğum türünün de son derece normal ve doğal olduğunu, birinin diğerinden üstün olmadığını unutmamalısınız.


Hamileliğin Sıkıntılı Yanları

Hamileliğin Sıkıntılı Yanları

Ciddi bir sağlık sorununun görülmediği gebeliklerde problemli dönemlere genellikle pek rastlanmıyor. Fakat bazen düşük oranda olsa da birtakım sıkıntılar meydana gelebiliyor. Erken dönem kanamaları ya da ilk 12 haftalık dönem içinde gebeliğin devamını sağlayan hormonların etkisiyle mide bulantıları gibi hamilelik sıkıntıları görülebiliyor. Bazı anne adaylarında duygusal dengesizlikler baş gösterebiliyor. 24 ila 26’ncı haftalar arasında hamilelik şekeri ortaya çıkabiliyor. Hamilelik şekeri kontrol altına alınmadığı takdirde insülin kullanımına kadar ilerleyebiliyor.

Gebelik boyunca 10 ila 12 kilogram (kg) arası kilo alımı ideal kabul ediliyor. Bu dönemde aşırı kilo alımıyla birlikte karın bölgesinde çatlaklar veya ciltte birtakım değişiklikler meydana gelebiliyor. Gebeliğin ilk döneminde görülen kanamalar gebeliğin ilerleyen haftalarında da görülebiliyor. Bu dönemde erken doğum riski oluşabileceği için doktor kontrollerini aksatmamak büyük önem taşıyor.

Gebelik sürecinde bu sıkıntılardan herhangi birini yaşarsanız önce doktorunuzla iletişime geçmeli ve durumun olası sebepleri hakkında bilgi almalısınız. Ayrıca çevreden dinlediğiniz gebelik hikayeleriyle ya da bilimsel verilere dayanmayan internet bilgileriyle doktorunuza danışmadan asla herhangi bir karar vermemelisiniz.


Sezaryen mi Normal Doğum mu?

Sezaryen mi Normal Doğum mu?

Son yılların en önemli tartışmalarına yol açan sorulardan biri: Sezaryen mi normal doğum mu? Bu soruya genellikle annede herhangi bir tıbbi sıkıntı yoksa doğumun vajinal ya da diğer adıyla normal olarak yapılması gerektiği cevabı veriliyor. Ancak Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), tıbbi zorunluluk oranlarını dikkate alarak sezaryen doğumların 1985’den beri yüzde 10 ila 15 arasında olması gerektiğini ifade ediyor. Fakat ülkemiz sezaryen doğum oranları açısından yüzde 20 ila 45 oranıyla dünyada ilk sıralarda yer alıyor.

Peki, Neden Normal Doğumu Tercih Etmelisiniz?

Peki, Neden Normal Doğumu Tercih Etmelisiniz?

  • Normal doğumda bebeğin akciğerlerindeki sıvı, doğum esnasındaki sıkışmayla birlikte dışarı atılıyor. Bu sayede doğum sonrası oluşabilecek solunum sıkıntısı azalıyor.
  • Bebeğin doğum kanalından geçerken yuttuğu bakteriler, bağırsak mikrobiyotasını oluşturarak bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı oluyor.
  • Normal doğumla dünyaya gelen bebekler hemen anne sütü emdiği için annenin süt salgılama süreci hızlanıyor.
  • Normal doğum yapan anne adayının sonraki doğumlarını normal yapma ihtimali de yükseliyor. Sezaryen doğum sonrası bu olasılık çok daha düşük oluyor.
  • Normal doğum yapan anneler hastanede daha az süre kalıyor.

Parents sitesinde yayınlanan C-Section vs. Vaginal Birth: What’s the Difference? isimli makaleye göre, vajinal doğum sırasında anne adayları doğumun üç aşamasını deneyimliyor: Rahim ağzının incelmesi, açılması ve bebeğin ortaya çıkması. Bununla birlikte normal doğum sürecinde güçlü adet krampları, sindirim sıkıntısı veya sırt ağrısı görülebiliyor.

Temelde benzer süreçlerden geçilse de vajinal doğum kişiden kişiye göre farklılıklar gösterebiliyor. Örneğin; bazı kadınlar ağrı kesiciye ihtiyaç duymadan doğum yapabilirken bazı kadınlara ağrı kesici ilaç verilebiliyor. Ayrıca normal doğum kendiliğinden başladığı gibi uyarılma sonucu da başlayabiliyor.

Mutlaka Sezaryen Gerektiren Durumlar

Mutlaka Sezaryen Gerektiren Durumlar

Parents sitesinde yayınlanan aynı kaynağa göre, planlanmış ve planlanmamış olmak üzere iki farklı sezaryen türü bulunuyor. Tahmin edebileceğiniz üzere planlanmış sezaryende anne adayı ve doktor doğum henüz yaklaşmamışken karar veriyor. Planlanmamış yani acil durum sezaryen ise genellikle doğuma çok az zaman kala kararlaştırılıyor. Mutlaka sezaryen gerektiren durumlar ise aşağıdaki gibi sıralanıyor:

  • Anne adayının belli hastalıkların taşıyıcısı olması ve bu hastalıkların kontrol altında olmaması
  • Genital kanalda anneye ait tümör ya da diğer lezyonlar bulunması
  • Kordon problemlerinin bulunması
  • Bebeğin kalp atışının düşük olması
  • Ani bir kanamanın başlaması
  • Uygun kasılmalarla birlikte rahim ağzının yeteri kadar açılmaması
  • Anne adayının yüksek tansiyona bağlı havale geçirmesi
  • Minyon anne adayının 4,5 kg üzerinde bebeğinin olması
  • Bebeğin baş yerine popo pozisyonuyla gelmesi

Hamilelik süreci kah keyifli, kah stresli anlarla dolu olabiliyor. Bu dönemde duygularınızı kontrol altına almanız, gebeliğinizi kendinizi en rahat hissedeceğiniz şekilde planlamanız ve sevdiklerinizle vakit geçirmeniz büyük önem taşıyor. Hafta Hafta Gebelik rehberimizi inceleyerek sizi nelerin beklediğini öğrenebilir, tüm bu adımları ve değişiklikleri heyecanla beklemeye başlayabilirsiniz!


*Bu sayfada yer alan açıklamalar, sağlık tavsiyesi ve uyarı niteliği taşımamakta olup sadece bilgi edinimi amaçlıdır. Hamilelik süreci ve doğum türleri hakkında daha detaylı bilgiye ulaşmak için mutlaka doktorunuza danışmalısınız.

Kaynaklar;